- k : tîpa alfabeya Tirkî ya çardehê.
- kaba : tûnd, qebe.
- kabadayı : bêge.
- kabahat : tawan.
- kabahatli : bitawan.
- kabak : kundir, kulind.
- kabakulak : gurep.
- kabarcık : peqik.
- kabarık : nepixî.
- kabarmak : helatin, nepixîn.
- kabartmak : nepixandin.
- kabataslak : sinêde.
- kabız : gîr.
- Kabil : Kabûl (paytextê Efganîstanê).
- kabil : manend, wek.
- kabile : tîre, êl, ezbet.
- kabiliyet : şiyan.
- kabiliyetli : fêris.
- kabine : civata wezîran.
- kabir : gor.
- kabkacak : mencel.
- kablo : qablo.
- kabotaj : kabotaj.
- kabristan : goristan.
- kabuğundan sıyırmak : qeşartin.
- kabuk : qalik, qaşil.
- kabul : pêrgîn.
- kabul edilmiş : pejirandî.
- kabul etmek : pejirandin.
- kabul olmak : pejirîn.
- kabul töreni : çûn pêrgînê.
- kabullenmek : hewandin.
- kaburga : parxan, parsû, perasî.
- kabus : kabîs.
- kabza : qevd, destî.
- kabzımal : kabzimal.
- kaç : çend?
- kaça : bi çendî.
- kaçak : revok.
- kaçamak : vedizîn, xwe vedizîn.
- kaçık : 1.dafilîn. 2.şêt, dîn.
- kaçıklık : şêtî, dînî.
- kaçıncı : ya/yê çendan?
- kaçınılmaz : misoger, çarenin.
- kaçınmak : dirêxî, jê revîn.
- kaçırmak : revandin.
- kaçışmak : tevrevîn.
- kaçma : rev, revîn.
- kadar : qas, heta.
- kadastro : qedestro.
- kadavra : kelaş.
- kadayıf : qedayif.
- kadeh : bade, piyale.
- kadem : gav.
- kademe : pêling.
- kademeli : bipêling.
- kader : bext.
- kadı : qazî.
- kadın : jin, pîrek.
- kadın hizmetçi : qerwaş.
- kadife : qedîfe, dêmî, şîfon.
- kadife çiçeği : gulqedîfe.
- kadim : bastan.
- kadir : şiyandar.
- kadran : seynik.
- kafa : serî.
- kafa tası : kilox.
- kafadan atmak : nefilandin.
- kafadar : hogir.
- kafalı : 1.biserî. 2.jîrek.
- kafes : qefes.
- kafi : bes.
- kafile : qefle.
- kafir : gawir.
- kafiye : hevdeng.
- kaftan : xiftan.
- kağıt : kaxez.
- kağıt kaplamak : kaxez lê kirin.
- kağnı : parxêl.
- kahır : qantir, hêstir.
- kahin : remilvan.
- Kahire : Qahîre (paytextê Misrê).
- kahkaha : hurehur.
- kahpe : qehbik, felte.
- kahraman : gernas, leheng.
- kahretmek : beicandin.
- kahrolmak : beicîn.
- kahvaltı : taştê.
- kahve : qehwe.
- kahve değirmeni : aşik.
- kahveci : qehwevan.
- kahvehane : qehwexane.
- kahverengi : qehweyî.
- kahya : keya.
- kaide : distûr, hîm.
- kainat : gerdûn, karîgeh.
- kakule : kajûle.
- kakül : puncik, temerî.
- kalabalık : qelebalix, şênî, heydedan, sixletî.
- kalan : 1.mande. 2.berma.
- kalas : beşt.
- kalay : cela.
- kalaycı : celaker.
- kalaylamak : celandin.
- kalben : ji dil, bi dil.
- kalbur : bêjing, serad.
- kalbur üstü : serbêjing.
- kalburdan geçirmek : bêjingkirin.
- kalburlamak : bêjingkirin.
- kalça : kemax.
- kaldıraç : qerase.
- kaldırım : peyarê.
- kaldırmak : 1.rakirin. 2.rep kirin. 3.hilanîn
- kale : dîz, kela, kirman.
- kalem : pênivîs.
- kalemlik : pênivîsdank.
- kalemtıraş : pênivîstraş.
- kalender : qelender.
- kalfa : şagirt.
- kalıcı : mayînde, payîdar.
- kalın : stûr, qalind.
- kalın bağırsak : rîxole, zebloq.
- kalın bağırsak ucu : zotik.
- kalınlaşmak : stûr bûn.
- kalıntı : jêma.
- kalıp : qalib, qeware.
- kalıplamak : qalib kirin.
- kalıt : jêma, mîrat, pêma.
- kalıtım : rakend.
- kalifiye : hoste.
- kalite : wesp.
- kaliteli : biwesp.
- kalitesiz : bêwesp, binta.
- kalkan : mertal.
- kalkındırmak : pêşvebirin, avakirin.
- kalkınmak : pêşveçûn.
- kalkış : rabûn.
- kalkışmak : lê rabûn.
- kalkmak : rabûn.
- kalleş : qelaş, xiniz.
- kalmak : mayîn, man.
- kalori : kalorî.
- kalorifer : qalorîfer.
- kalp : 1.dil. 2.kalp.
- kalpak : serpûş.
- kalpazan : kalpazan.
- kalpleri bir olan : hevdil.
- kaltak : qaltax.
- kama : qame, kahûr.
- kamaşmak : alû bûn, sekihîn.
- kambur : qof, bûl, xûz.
- kambur olmak : bûlbûn.
- kamçı : qemçûr, şelaq.
- kamış : qamîş, çîtik, zil, bambû.
- kamil : kamil, gihîştî.
- kamp : wargeh.
- kamp kurmak : wargeh vedan.
- kampanya : helmet, pelamar.
- kamu : hemû.
- kamu güvenliği : ewlehiya hemûyê.
- kamu hizmeti : karûbarê hemû.
- kamu hukuku : dada hemûyê.
- kamu malı : mala hemûyê.
- kamu oyu : raya hemûyê.
- kamulaştırmak : malhemûkirin.
- kamyon : kamyon.
- kamyonet : kamyonet.
- kan : xwîn.
- kan akıtmak : xwîn rijandin.
- kan davası : xwîndarî.
- kan gütmek : heyf gerandin.
- kanaat : 1.ray. 2.qinyat.
- kanaat getirmek : qinyat anîn.
- kanaatkar : qinyatkar.
- Kanada : Kanada.
- Kanadalı : Kanadî.
- kanal : leqem.
- kanalizasyon : leqem.
- kanama : xwînbûn, xwîn jê hatin.
- kanamak : xwîn bûn, xwin jê hatin.
- kanarya : zerîle.
- kanat : bask, per, şax.
- kanatlanmak : bi perbûn.
- kanatlı : biper, perinde.
- kanatmak : xwîn kirin, xwîn jê anîn.
- kanca : çanqol, çingal.
- kancalamak : çingalkirin.
- kancık : dêl
- kandırmak : xapandin.
- kandil : çira.
- kandil gecesi : şeva qendîlê.
- kanepe : textebend.
- kangren : lareş, tîrawî.
- kanı : bawerî.
- kanıksamak : kerixîn.
- kanıksatmak : kerixandin.
- kanıt : delîl, birhan.
- kanıtlamak : peyitandin.
- kanmak : bawer kirin, pê qanîbûn.
- kanser : girêba, penceşêr.
- kansız : bêxwîn.
- kansızlık : kêmxwînî.
- kantar : qapan, qentar.
- kantaron otu : tehlî.
- kantin : qantîn.
- kanun : 1.qentûr. 2.zagon.
- kanun önerisi : pêşniyariya zagonê.
- kanunlara uyan : zagonparêz.
- kanunsuz : bêzagon.
- kanunsuzluk : bêzagonî.
- kaos : kavos.
- kap : firaq.
- kapak : devik.
- kapakçık : derîçe.
- kapalı : dadayî, girtî.
- kapalı çarşı : qeyserî.
- kapamak : girtin, dadan.
- kapanmak : hatin girtin, hatin dadan.
- kaparo : peşînat, pêşinî.
- kapasite : guncan, zerengî.
- kapı : derî.
- kapıcı : dergevan.
- kapılmak : xwe pê ve berdan, berbayî ketin.
- kapışmak : ji dest hev revandin, beziyan hev.
- kapital : sermiyan.
- kapitalist : sermiyandar.
- kapitalizm : sermiyandarî.
- kapkacak : aman.
- kapkaranlık : zilûmat, tipûtarî.
- kaplamak : rû girtin.
- kaplan : piling.
- kaplıca : germav, germik.
- kaplumbağa : kûsî, kîso.
- kapmak : 1.rahêlandin, rahiştin. 2.girtin.
- kapris : nige, lêzokî.
- kapsam : vegir.
- kapsamak : vegirtin.
- kapsamlı : bi vegirtî, bi naverok, firawan.
- kapsül : kapsûl.
- kaptan : kaptan.
- kaput : qapût.
- kar : 1.berf. 2.kar.
- kar ayakkabısı : lekan.
- kar dolgusu : bakut.
- kar küreği : mecerge.
- kar lapası : gêjlok.
- kara : 1.reş. 2.bej, erd, reşahî.
- kara çam : sirb.
- Kara Çarşamba : Zîp, Çarşema Reş.
- Kara Deniz : Deryaya Reş.
- kara erik : hilû.
- kara kuvvetleri : hêzên bejayî.
- karaağaç : darareş.
- karabasan : merdezime.
- karabiber : filfil.
- karaca : 1.esmer. 2.hevûrî.
- karaciğer : pişa reş, kezeba reş, cerg.
- karafatma : sîsirk, zirxîtik.
- karakol : qereqol.
- karakter : aferînek, rewişt.
- karaktersiz : bêrewişt.
- karakuş : çûkreş.
- karalamak : reş kirin.
- karamsar : bedbîn, reşbîn.
- karanfil : mêxik.
- karanlık : tarî.
- karapara : pereyê gemarî.
- karapazar : bazara reş.
- karar : bîryar.
- karar öncesi : berbîryar.
- karar vermek : bîryar dan.
- karargah : meqer, baregeh.
- kararlaştırmak : bîryar dan.
- kararlı : bibîryar.
- kararlılık : bibîryarî.
- kararmak : reş bûn, tarî bûn.
- kararname : bîryarname.
- kararsız : du dil, bêbiryar, dilodin, herêne.
- kararsızlık : dudilî, bêbiryarî, dilodinî, herêneyî.
- karartı : reşî.
- karartmak : reş kirin, tarî kirin.
- karasaban : hevcar.
- karasevda : dilîn.
- karasinek : vizik, mêş.
- karayel : bayê reş.
- karayolu : rêbej.
- karbon : karbon.
- karbon kağıdı : tenîper.
- kardeş : bira, birader (erkek), xwîşk, xweh, xweng(kız).
- kardeşçe : bibiratî.
- kardeşlik : biratî.
- kare : kare, çarçik.
- karga : qijak.
- kargaburnu : pozheçî.
- kargaşa : belbele, gelemşe.
- kargaşalık : xileport, gelemşeyî.
- kargo : barkêşî.
- karı : jin.
- karı koca : jinûmêr.
- karın : zik, hûr.
- karınca : mûrî, gêrik, gêle.
- karış : bost.
- karışık : tevlîhev, giriftar.
- karışıklık : tevlîhevî.
- karışım : têkel.
- karışma : 1.têkilîn. 2.tevlîhevbûn.
- karışmak : 1.têkil bûn. 2.tevlî hev bûn.
- karıştırmak : tevdan.
- karides : canberî.
- karikatür : karîkator.
- kariyer : bêşe, karbend.
- karma : têkel, lihevxistî, tevlihev.
- karmaşık : tevlihev.
- karnabahar : kelerim.
- karnaval : zêw.
- karne : karnet.
- karpuz : zebeş, şiftî.
- Kars : Qers.
- karşı : hember, dij, pêşber.
- karşı karşıya : rûbirû, li hemberî hev.
- karşı koymak : li dij/hember/pêşber derketin.
- karşı yaka : aliyê pêşber.
- karşılama : pergînî, pêşewazî.
- karşılamak : pergînîkirin, pêşewazîkirin.
- karşılamaya gitmek : çûn pêşewaziyê.
- karşılaşmak : rastî hev hatin, liqayî hev bûn.
- karşılaştırma : danberhev, berhevdan.
- karşılaştırmak : dan ber hev, berhev dan.
- karşılık : 1.beramber. 2.bersiv. 3.bervajî.
- karşılık vermek : bersiv dan.
- karşılıklı : rûbirû.
- karşılıklı kızıştırmak : li hev sor kirin.
- karşın : tevî.
- karşıt : beramber, dijber, bervaj.
- karşıt anlamlı : dijmane.
- karşıtlık : dijberî, bervaji.
- kart : 1.kart. 2.qert.
- kartal : qertel, eylo, derûş
- kartlaşmak : qert bûn.
- kartpostal : postkart.
- kartvizit : kartvizit.
- kas : masûlke.
- kasa : xeznok.
- kasaba : bajarok.
- kasap : qesab, goştfiroş.
- kase : kase.
- kasık : rûv, golim.
- kasılmak : givişk bûn, serxwe re çûn.
- Kasım ayı : Çiriya paşin, Sermawez, Teşrîn.
- kasımpatı : dawudî.
- kasınç : firk.
- kasırga : bahoz.
- kasıt : mebest.
- kasıtlı : bimebest.
- kasmak : 1.kurt kirin. 2.teng kirin. 3.çewsandin.
- kasnak : tar, qawêr.
- kasvetli : şilwe.
- kasvetli hava : hewaya şilwe.
- kaş : birh.
- kaşağı : mehes.
- kaşağılamak : mehes kirin.
- kaşık : kevçî.
- kaşımak : xurandin.
- kaşınmak : xurîn.
- kaşıntı : xur.
- kaşif : dahêner.
- kaşkol : şalgerdan.
- kat : qat.
- katalog : katalox.
- katar : trên.
- katarakt : perda çav.
- kategori : kategori, vebir.
- kategorik : kategorik, vebirî.
- katetmek : rê girtin, rê çûn.
- katı : hişk.
- katı yürekli : dilhişk.
- katık : pêxwarin.
- katıksız : tisî.
- katılan : beşdar.
- katılaşmak : hişk bûn.
- katılaştırmak : hişk kirin.
- katılım : beşdarî.
- katılmak : beşdar bûn, ligelbûn.
- katır : qantir, hêstir.
- katır (dişi) : moçe, meya.
- katır (yavru) : finik.
- katil : kujtar, mêrkuj.
- katip : nivîsvan.
- katiyen : tu car, hêrgiz, hîç.
- katkı : 1.têkarî, tevkirî. 2.serzêde.
- katkı maddesi : pêzeya tevkirî.
- katkıda bulunan : têkar, tevkir.
- katkıda bulunma : têkar bûn, tevkirînî.
- katlamak : qat kirin, pêçan.
- katlanmak : 1.qat bûn, hatinqat kirin. 2.tebat kirin.
- katletmek : kuştin.
- katliam : qir, qirên, tevkujî.
- katmak : tevlê kirin, ligel kirin.
- katman : tebeqe, qat.
- katmer : qetmer.
- katran : qîr, qetran.
- katranlamak : qîr kirin.
- katranlı : qîrkiri.
- kav : pîşo.
- kavak : sipîndar, hewr.
- kaval : bilûr.
- kavalye : şekerok.
- kavanoz : merkane.
- kavas : qewas.
- kavat : qewad.
- kavga etmek : pevçûn, şer kirin.
- kavgacı : şerûd.
- kavgalı : bi pevçûn.
- kavis : kevane.
- kavisli : bikevane.
- kavram : têgi.
- kavrama yeteneği : feraset.
- kavramak : têgihîştin, fêrisîn, fêhm kirin.
- kavramlaştırma : têgeh kirin.
- kavratmak : têgihandin.
- kavrayış : fêrisîn, têgihiştin.
- kavrulmak : qelîn.
- kavşak : xaçerê.
- kavun : qawin, petêx, gindor.
- kavurma : qelî.
- kavurmak : qelandin.
- kavuşmak : gehiştin, gihan hev.
- kavuşturmak : gihandin hev.
- kaya : zinar, baxir, lat, şaxur.
- kayak : liyan, kaşe.
- kayak yeri : kaşik.
- kaybetmek : winda kirin.
- kaybolmak : winda bûn.
- kaydetmek : qeyd kirin.
- kaygan : şemitok, xîjok.
- kaygı : xem, xemgînî.
- kaygılanmak : xemgîn bûn, xemnak bûn.
- kaygılı : xemgîn, xemnak.
- kayık : lotke.
- kayıkçı : lotkevan.
- kayıkçı küreği : sewl.
- kayın birader : tî (kadının); bûra (erkeğin).
- kayınbaba : xwezûr.
- kayınvalide : xwesû.
- kayıp : winda, berzax.
- kayırmak : ser re girtin.
- kayış : davek, qayiş.
- kayış tokası : rizbe, avzûng.
- kayıt : 1.tomar. 2.geyd.
- kayıt evi : tomarxane.
- kaymak : 1.şemitîn, xij bûn. 2.xavik, toyk.
- kaynak : 1.kanî, xweder, jêderk, çavkanî, kelj. 2.hêtûn. 3.kewajen.
- kaynakça : çavkanî.
- kaynamak : kelîn.
- kaynana : xwesû.
- kaynar su : avakelî.
- kaynaşmak : kelijîn, cebirîn.
- kaynaştırmak : kelijandin, cabirandin.
- kaynata : xezûr.
- kaynatmak : kelandin.
- kaypak : xijok, şemitok.
- kaysı : mişmiş, qeysî, zerdelî.
- kaysı pestili : qemerdîn.
- kaytan : qeytan.
- kaytarmak : xwe vedizîn.
- kaz : qaz.
- kaza : 1.id. navçe. 2.qeda, bobelat.
- kazak : kenze, fanêle.
- kazan : dist, qazan, sîtil.
- kazanç : kar, qezenc.
- kazandibi : xerîtok.
- kazanmak : kar kirin.
- kazı : kolyar; kolîn.
- kazıbilim : kolyarnasî.
- kazık : sing.
- kazıklamak : sing kirin.
- kazımak : rêş kirin, xirtikandin.
- kaziye : pêşniyar.
- kazma : 1.kolan. 2.tevir, qedûm.
- kazmak : kolan, kolandin.
- kebap : biraşte.
- keçe : kulav, ferenç.
- keçi : bizin.
- keçigiller : pezê reş.
- keçiyolu : kerxerê, şiverê.
- keder : keser, xem.
- kederlendirmek : xemgin kirin.
- kederlenmek : xemgin bûn.
- kederli : xemgin.
- kedi : kitik, pisîng.
- kedi ayağı otu : giyabenîşt.
- kefalet : derhûdî.
- kefaletname : derhûdname.
- kefaret : kefaret.
- kefe : şkevik.
- kefen : kefen.
- kefil : derhûd.
- kefillik : derhûdî.
- kehanet : kehanet.
- kehribar : kehrebar.
- kekeme : fafik, lalik.
- kekik otu : cehter.
- keklik : kew.
- kel : keçel.
- kelebek : pelîtank, perperok, baperik.
- kelepçe : destbend, tewq (boru için).
- kelepir : kelepîr.
- kelime : bêje, peyvik, wûşe.
- kelle : serî.
- kemal : gehiştî.
- keman : keman.
- kemancı : kemanjen.
- kemençe : kemençe.
- kement : fitrak.
- kemer : kember.
- kemik : hestî.
- kemik iliği : mixa hestiyê.
- kemikli : bihestî.
- kemirgen : kotinker.
- kemirmek : kotin.
- kenar : kenar, qerax, kevî.
- kendi kendine : xwe bi xwe.
- kendiliğinden : ji ber xwe ve.
- kendine hakim olmak : xwe girtin.
- kendini beğenmiş : betran.
- kendini bilen : xwenas, xwezan.
- kendir bitkisi : kindir, guş.
- kendisi : bixwe.
- kendisi ile barışık : xweşa.
- kene : kirnî.
- kenetlemek : kîpkirin.
- kenetlenmek : kîpbûn.
- kenevir : kinif.
- kenger : kereng.
- kent : bajar.
- kep : kum.
- kepaze : kepaze.
- kepazelik : kepazetî.
- kepçe : hesk, çemçik.
- kepek : kapik.
- kepekli : girnozî.
- kepenk : derabe, kepeng.
- keramet : keramet.
- kerata : misab.
- kere : car.
- kereste : onî, dep.
- kerevet : sekû.
- kereviz : kerefz.
- kerhane : kerxane.
- kerpeten : gayz, kelbetan.
- kerpiç : kerpîç.
- kertenkele : marmêlke, kelpezî, kêlbik, fatik, dêmar, bûkemar, marmarok.
- kertik : kêrtik, xertik.
- kertiklemek : xirtikandin.
- kervan : karwan.
- kervansaray : karwansera.
- kesat : kesad.
- kese : 1.lîf, lîfik. 2.kîsik.
- kesekağıdı : pêçik.
- kesenekçi : belender.
- keser : tevşo.
- kesici diş : bevşik.
- kesif : sift.
- kesik : birî, qol.
- kesilmek : jê bûn, serjêbûn, hatin birîn.
- kesilmek(süt için). : qusîn
- kesim : serjêkirin.
- kesim evi : selexane.
- kesin : vebirî.
- kesinleşme : vebirîn.
- kesinleşmiş : hatin vebirîn.
- kesinleştirme : vebirandin.
- kesinlik : vebirî.
- kesinlikle : bi vebirî.
- kesinti : jêbirîn.
- kesir : lef, parjimar.
- kesişmek : hevbirîn.
- kesit : zolak.
- keski : mikar.
- keskin : 1.tûj. 2.dijwar.
- keskin zeka : nisar.
- keskinleşmek : 1.tûj bûn. 2.dijwar bûn.
- keskinlik : 1.tûjî. 2.dijwarî.
- kesmek : 1.birîn, serjêkirin, jê kirin. 2.qusandin, traş kirin.
- kestane : şembelot.
- kestirme : kêse.
- kestirmeden gitmek : di kese re çûn.
- kestirmek : 1.dan birîn. 2.gumankirin, zenkirin.(tahmin) 3.hênijîn.(uyku)
- keşfetmek : dozîn, doz kirin.
- keşide : kêşan.
- keşif : dozîn.
- keşiş : keşe.
- keşişleme : bayê weşt.
- keşke : xwazka, xwezî, xwezila.
- keşkül : keşkul.
- keten : kitan.
- ketum : dengegaz.
- kevgir : kefgir.
- keyfetmek : kêf kirin, şahî kirin.
- keyfî : kêfkarî.
- keyif : şahî, kêf.
- keyifli : şeng, bikêf, bişahî, kêfkarî.
- keyifsiz : bêkêf, pozxîn.
- keyifsizlik : bêkêfî, pozxînî.
- kez: car. ör:bu kez vê carê, ev car.
- keza : ew jî, ew jî wek.
- kezzap : kezav.
- Kıbrıs : Qibris.
- Kıbrıslı : Qibrisî
- kıç : qûn, pind.
- kıkırdak : kirkirik, xirpik.
- kıl : mû.
- kıl tarağı : şemû.
- kılavuz : rêber.
- kılavuzluk : rêberî.
- kılcal : porpare.
- kılcal damar : rehik.
- kılçık : dasî, gûse.
- kılıbık : serjinik.
- kılıç : şûr.
- kılıç balığı : şûrmasî.
- kılıç imalatçısı : şûrvan.
- kılıç üstadı : şûrbaz
- kılıf : qewlik.
- kılık : dilq, pergal.
- kılınmak : hatin kirin.
- kılmak : kirin.
- kımıldanmak : livîn, lebitîn, leqîn.
- kın : kalan.
- kına : hine.
- kınalı : bihine.
- kınamak : şermandin
- kınnap : qirnap.
- kıpırdamak : xwe livandin.
- kıpırtı : liv, leq.
- kıpkırmızı : sip û sor.
- kır : 1.çol. 2.boz.
- kır çiçeği : kulîlk.
- kıraathane : xwandingeh, qehwexane.
- kıraç : qerac, beyar, bejî.
- kırağı : xûsik.
- kırbaç : qemçî.
- kırgın : dilşkestî, dilmayî.
- kırgınlık : dilman.
- kırıcı : dilşikên.
- kırık : şikestî.
- kırıkçı : cebar.
- kırıklık : şikestinî.
- kırılmak : şkestin.
- kırıntı : şkeste, firdik.
- kırışmak : qurmiçîn, kevloşkî bûn
- kırıştırmak : 1.qurmiçandin. 2.kenloşkî, kenloşkî kirin.
- kırk : çel, çil.
- kırkayak : şahmar, çilpa.
- kırkma makası : hevring.
- kırkmak : hevirandin, çirpandin.
- kırlangıç : peresêlke, hechecik, hecîreşk.
- kırma : şikandin.
- kırmak : şikandin.
- kırmızı : sor.
- kırmızı biber : 1.isota sor. 2.hîçhar.
- kırmızı çiçekli : qerîngan.
- kırmızı lahana : sorkelem.
- kırpıştırmak : miçandin.
- kırpmak : çipilandin, qetandin, qut kirin.
- kırtasiye : qirtasiye.
- kısa : qut, kurt, kin.
- kısa ses : dengdara kurt.
- kısaca : bikurtî.
- kısalık : kurtî, kurtayî.
- kısalmak : kinbûn.
- kısaltmak : kin kirin.
- kısık : mûç, qîç (göz için).
- kısım : beş, dabeş.
- kısır : sitewr.
- kısırlaştırmak : sitewr kirin.
- kısırlık : sitewrî.
- kıskaç : destrêşk.
- kıskanç : çavnebar, çavteng, hesûd, dexes.
- kıskanç olmayan : nehesûd, neçavteng.
- kıskançlık : çavnebarî, çavtengî, hesudî, dexesî, reşkînî.
- kıskanmak : çavnebarî kirin, hesûdî kirin, dexesî kirin, reşkînî kirin.
- kısmak : kêm kirin.
- kısmen : pişkî.
- kısmet : pelîse.
- kısrak : mehîn.
- kıstak : berzax.
- kıstas : pîv.
- kıstırmak: 1.berde hiştin. ör:parmağını kapıya kıstırmak tiliya xwe ber dêrî de hiştin. 2.lê tengkirin.
- kış : zivistan.
- kış uykusu : tevizîna zivistanê.
- kışkırtıcı : kişker.
- kışkırtmak : kişkirin, fîtkirin, nav tê dan.
- kışla : leşkergeh.
- kışlak : germiyan, ziving.
- kışlık : zivistanî.
- kıt : kêm, qit.
- kıta : parzemîn.
- kıtlaşmak : kêm bûn.
- kıtlık : xela.
- kıvanç : şanazî.
- kıvanç duymak : şanaz bûn.
- kıvılcım : çirûsk.
- kıvırcık : gangilî.
- kıvırmak : badan.
- kıvrak : şûş.
- kıvranmak : gevizîn.
- kıyafet : çek, pergal.
- kıyamet : heşir, qiyamet.
- kıyas : pêşber hev kirin.
- kıyı : qerax, berav, kevî.
- kıyma : goştê hûrkirî.
- kıymak : hûr kirin.
- kıymet : biha.
- kıymetsiz : bêbiha.
- kız : keç, qîz, dot.
- kız çocuk : keç, keçik.
- kız isteme : xwazgînî.
- kız kardeş : xweng, xûşk, xweh.
- kızak : tawûg, garte.
- kızamık : sorik.
- kızarmak : sor bûn, qijilîn.
- kızdırmak : acizkirin.
- kızgın : 1.sor, sorkiri, qijilandî (yağda). 2.hêrsbûyî, aciz bûyî, tengizî.
- kızıl : 1.tıp. nîrkutik. 2.kızıl.
- kızıl akbaba : sîmerx.
- kızılbaş : Sersor.
- kızılcık : gûhûjk.
- kızılderili : çermsor.
- kızışmak : 1.dijwar bûn. 2.sor bûn 3. telew bûn.(köpekgiller.)
- kızıştırmak : lêsor kirin, lê tûj kirin.
- kızlık : keçanî, keçitî.
- kızmak : 1.sor bûn. 2.aciz bûn.
- ki : ko, ku.
- kibar : kubar.
- kibarlık : kubarî.
- kibir : quretî.
- kibirli : qure.
- kibrit : niflik, şixat.
- kil : kîl, kîlte, bekre.
- kiler : kulîn.
- kilim : cacim, berik, merş, tej.
- kilise : dêr.
- kilit : kilît, xilq, qufil.
- kilitlemek : kilît kirin, qufil kirin, xilqandin.
- kilitlenmek : qufilbûn, xilqîn.
- kilitli : kilîtkirî, xilipandî.
- kilogram : kîlogram.
- kilometre : kîlometr.
- kilovat : kîlovat.
- kim : kê(diş.), kî(er.).
- kimlik : kiyîtî.
- kimlik cüzdanı : nasname
- kimse : kes.
- kimsesiz : bêkes.
- kimya : kîmye.
- kimyasal : kîmyevî.
- kimyon : reşke, zîre.
- kin : kîn, mûd.
- kin beslemek : kîn girêdan, mûd girêdan.
- kindar : kîndar, mûdî.
- kinin : kînîn.
- kip : rawe.
- kir : qirêj, gemar.
- kira : kirê, deman.
- kiracı : kirêdar, demandar.
- kiralamak : deman kirin.
- kiralık : demanî.
- kiraya veren : kirêdêr, demandêr.
- kiraya vermek : dan kirê, dan demanê.
- kiraz : gilyaz.
- kireç : kils.
- kireç ocağı : hêtûn.
- kireçli toprak : axa bi kils.
- kiremit : qermît.
- kiriş : 1.jih (hayvan bağırsağından yapılan ip). 2.beşt(binalar için).
- kirlenmek : gemarî bûn, qirêjî bûn.
- kirletmek : gemarî kirin.
- kirpi : jûjî.
- kirpik : mijang.
- kist : porg.
- kişi : kes.
- kişilik : kesitî.
- kişiliksiz : ne kes.
- kişiliksizlik : nekesî.
- kişisel : kesane.
- kişnemek : şêyîn, hêrîn.
- kişniş : gijnîj.
- kitabe : nivîsk.
- kitap : pertûk.
- kitap evi : pertûkxane.
- kitapçı : pertûkfiroş.
- kitapçık : pertûkok.
- kitapçılık : pertûkfiroşî.
- kitaplık : pertûkxane.
- kitle : girse.
- klakson : qorne.
- klasik : kevnare.
- klasör : cilbend.
- klima : klîma.
- klitoris : gilik, zîlik.
- koca : şû, mêr.
- kocakarı : pîrejin.
- kocamak : kalbûn, pîr bûn.
- kocaman : qirase, girs.
- koç : beran.
- koç burcu : mişkatê hemal.
- koç sürüsü : hogeç.
- kodaman : giregir, kapose.
- kof : pûç.
- koğuş : nivîngeh.
- kokarca : bokange.
- koklamak : bêhn kirin.
- kokmak : bêhn dan.
- koku : bêhn.
- kokulu : bêhndar.
- kokusuz : bêbêhn.
- kokuşmak : genî bûn, bêhn ketin.
- kokuşmuş : genîbûyî, bêhno.
- kol : 1.bask, mil. 2.destik.
- kol saati : demjmêra zendê.
- kola : raq.
- kolan : kolan, navteng.
- kolay : hêsan.
- kolay çözülen düğüm : hok.
- kolay sindirim : zûhel.
- kolaylaştırmak : hêsan kirin.
- kolaylık : hêsanî.
- kolej : kolej.
- kolektif : hevbeş.
- kolera : kolera.
- koli : kolî.
- kolluk : 1.bazbend. 2.zabita.
- kolonya : kolonya.
- kolordu : parartêş.
- koltuk : 1.binçeng. 2.paldank
- koltuk değneği : qeysik.
- kolye : ristik, koter.
- komando : kumando.
- komedi : komedî.
- komedyen : çûle, tuman.
- komik : çûle, tuman.
- komiser : qomsêr.
- komisyon : encûmen.
- komite : komîte.
- komple : rebeq.
- kompleks : kompleks.
- komplo : hevanî.
- komposto : xweşav.
- kompozisyon : darêjnivîs.
- kompüter : kombers.
- komşu : cîran, cînar, hevsî.
- komşuluk : cîranti, cînartî, hevsîtî.
- komuta : fermandarî
- komutan : fermandar, salar.
- komutanlık : fermandarî.
- konak : qonax, wargeh, kaşane.
- konaklamak : war danîn.
- kondisyon : kondîsyon.
- konferans : konferans.
- konferans vermek : konferans dan.
- konfor : lawan.
- konforlu : bilawan.
- kongre : komcivîn.
- koni : konî.
- konik : şûtî.
- konkav : kovik.
- konmak : hêwirîn, veniştin.
- konser : sazdêran.
- konsey : konsîl.
- konsolos : konsul.
- konsolosluk : konsulxane.
- kontrat : peyman.
- kontrol : sehêt.
- kontrol etmek : sehêt kirin.
- konu : babet, mijar, bare.
- konuk : mêvan.
- konuksever : mêvanperwer.
- konukseverlik : mêvanperwerî.
- konum : cîh, wûçanî.
- konuşma : axaftin, peyivîn, qezîkirin.
- konuşmacı : gotarvan, peyivdar.
- konuşmak : axaftin, peyivîn.
- konuşturmak : peyivandin.
- konuşulmak : hatin axaftin, hatin gotin, hatin peyivîn.
- konut : xanî, hêwirgeh, avahî.
- koparmak : jêkirin, qetandin.
- kopça : qopçe.
- kopçalamak : qopçe kirin.
- Kopenhag : Kopenhag (Danimarka'nın başkenti).
- kopma noktası : hence.
- kopmak : jê bûn.
- kopya : kopî.
- kopya çekmek : kopî kişandin.
- kopya etmek : kopî kirin.
- kor : bizot, pingil.
- kordon : kordon.
- koridor : dalan, alûle.
- korkak : tirsonek, newêrek, bizdonek.
- korkaklık : tirsonekî, newêrekî.
- korkmak : tirsîn, bizdîn.
- korku : tirs, xof.
- korkudan sıçramak : hilciniqîn.
- korkulu : bitirs.
- korkuluk : nerde, batirsok, reşe, rendol.
- korkunç : gihansûz, tirsehêz.
- korkusuz : bêtirs.
- korkutmak : tirsandin, bizdandin.
- korna : qorne.
- korner : qornî.
- koro : koro.
- korsan : cerde, keleş.
- korse : berpişt, piştbend.
- koru : kur, bêl.
- korucu : cerdevan.
- koruk : harsim, bisîre, şilûr.
- koruk suyu : qurî.
- korumak : parastin, star kirin.
- korunak : meterîs.
- korunmak : xwe parastin.
- koruyucu : parêzger, pîber.
- koskoca : girsehêz.
- koşmak : bezîn, bazdan.
- koşturmak : bezandin.
- koşu : bez.
- koşucu : bezok.
- koşul : hoy, merc.
- koşullandırmak : merc kirin.
- koşullu : bi merc.
- koşum : rext.
- koşuntu : pêvenişt.
- kova : cerdel, sitil.
- kova burcu : polan.
- kovalamak : 1.dervekirin, qewirandin. 2.dan pey, teqizandin.
- kovan : pêtag.
- kovmak : derkirin, qewirandin, qewitandin.
- kovuşturmak : peyketin.
- koy : kendavik.
- koy(u)vermek : berdan, azad kirin.
- koyak : kend.
- koymak : 1.danîn. 2.têxistin.
- koyu : tîr, sift.
- koyu duman : moran.
- koyu renk : tarîreng.
- koyulaşmak : tîr bûn, sift bûn.
- koyulaştırmak : tîr kirin, sift kirin.
- koyuluk : tîrî, siftî.
- koyun : 1.ant. paşil, paxil. 2. mîh.
- koyun derisi : kevil.
- koyungiller : mêşin.
- koz : qoz.
- koza : guzik.
- kozalak : guzik.
- kozmetik : kozmetîk.
- kozmonot : stêreger.
- köçek : koçek, gewende.
- köfte : lopik, kuftik.
- köhne : kevne, kelkot.
- kök : binc, kok, rîçal, reh.
- kökcük : rîşe.
- köken : jêza, reh.
- kökten : ji reh.
- köle : dîl, xulam.
- kölelik : dîlî, xulamî.
- köm : gom.(ilkel ev).
- kömür : rejî.
- kömürcü : rejîvan.
- kömürleşmek : rejî bûn.
- köpek : kûçik, se, gembol(erkek köpek).
- köpek balığı : semasî.
- köpek sürüsü : revde.
- köpekdişi : qîl.
- köprü : pir.
- köprü kemeri : kevane.
- köpük : kef.
- köpürmek : kef dan.
- kör : kor.
- kör inanç : korbawerî.
- kör nokta : piniya.
- körbağırsak : rîviyê kore.
- kördüğüm : girêhişk.
- körebe oyunu : pîtros, çavneqanê.
- körelme : 1.korbûn. 2.kotbûn. 3.dûmirîn.
- körfez : kendav.
- körpe : jîkele, teze.
- körük : nixav.
- körüklemek : 1.pifkirin, nixaf kirin. 2.kiş kirin.
- köse : kose, hurim.
- kösele : kosele.
- kösnü : bah, telew, kokiresî.
- köstebek : kormişk.
- köstek : kostek.
- köşe : goşe, qunc(iç), qorîn(dış).
- köşe başı : sergoşe, serqornî.
- köşe yazarı : kuncnivîskar.
- köşe yazısı : kuncnivîsar.
- köşebent : xiştik, goşebend.
- köşeli parantez : koşebend.
- köşk : koşk, kaşane.
- köşker : goşkar.
- kötek : kotek.
- kötü : kirêt, xirab, kotî, neçê.
- kötü kalpli : dilçepel, dilpîs.
- kötü karakterli : rewiştpîs.
- kötü şöhretli : navxirab, navdariya xirab.
- kötülük : xirabî, neçêyî.
- kötümser : bedbîn.
- kötürüm : kûd.
- kötürümlük : kûdî.
- köy : gund, dih.
- köy meydanı : gasin, xarik.
- köylü : gundî.
- köz : kozir, tiraf, pingil.
- kral : şah, key.
- kraliçe : şahbanû, keybanû.
- krallık : şahî, şahitî, keyîtî.
- kramp : firk, şebk.
- krater : kortal.
- krem : cirk.
- krema : xavik.
- kriminoloji : kriminoloji, tawannasî.
- kriter : pîvan.
- kritik : 1.rexne. 2.xeterdar, kritik.
- kritik etmek : kritikkirin.
- kriz : tengezarî.
- kriz geçirmek : tengezar bûn, tengizîn.
- kroki : pergar.
- kubbe : kumbet, qub.
- kucak : hemêz.
- kucaklamak : hemêz kirin.
- kudret : karîn, şiyan.
- kudretsiz : bê karîn, neşiyandar.
- kudurmak : har bûn.
- kuduz : har.
- Kudüs : Quds.
- kuğu : qû.
- kukla : ximbil, bûkoke.
- kukuleta : kulik.
- kul : benî.
- kula : şînboz.
- kulaç : qulac, çeng.
- kulak : guh.
- kulak kabartmak : guh dirêj kirin.
- kulak kepçesi : kerik.
- kulak vermek : guh dan, guh lê kirin.
- kulak yolu : kerika guh.
- kulakçık : guhik.
- kulakları dikmek : guh belkirin, guhvîtkirin.
- kulaklık : berguhk.
- kulakmemesi : guçik.
- kulanpara : xulampare.
- kule : barû.
- kulis : 1.kulîs. 2.kurtûpist.
- kulis yapmak : kurtûpist kirin.
- kullanışlı : kêrhatî.
- kullanmak : bikaranîn.
- kulp : qulp, çembil, destik.
- kuluçka : kurk.
- kulunç : qolinc.
- kulübe : kepir, holik.
- kum : xîz.
- kuma : hewî.
- kumanda : fermandarî.
- kumandan : fermandar.
- kumar : xumar.
- kumarbaz : xumarbaz.
- kumarhane : xumarxane.
- kumaş : kirar, kisûr, pirtû.
- kumaş boyası : rengrêj.
- kumbara : xeznok.
- kumlu toprak : axa bi xîz.
- kumral : kej.
- kumru : qumrî, fatfatik, tivîlk.
- kumsal : seylax, kevîşen.
- kundak : quntax, qevdik.
- kundaklamak : qamet kirin.
- kundura : qondre.
- kunduracı : goşkar.
- kunduz : darbir, segavî.
- kupa : kûpe.
- kupkuru : zip û ziwa.
- kur : 1.cilwe. 2.kûr.(para için.)
- kur yapmak : cilwe kirin.
- kur’a : vijag, pişk.
- kur’a çekmek : vijagavêtin, pişkkişandin.
- kurabiye : kurabî.
- kurak : ziwa.
- kuraklık : ziwayî.
- kural : rêzik, distûr, rist.
- kuraldışı : ji derveyî rêzikê.
- kurallı : birêzik.
- kuralsız : bêrêzik.
- kuram : teorî.
- Kuran-ı kerim : Quran (Kitêbê Xwadê, Kelama Xwadê).
- kurbağa : beq.
- kurban : boraq, gorî, dehî.
- kurban bayramı : cejna boraqê.
- kurban etmek : boraq kirin, gorî kirin.
- kurban olayım : gorî bim! ez gorî.
- kurcalamak : peliştin, pelişîn.
- kurdela : laçik.
- kurgu : pevxistin.
- kurgusal : pevxistî.
- kurmak : 1.mezrandin, saz kirin. 2.venandin (fak/saat).
- kurmay : serkan.
- kurna : curn.
- kurnaz : fênek.
- kurnazlık : fênekî.
- kurs : qurs.
- kursak : geprûg, sildank, berzik.
- kurşun : zirinc.
- kurşun kalem : pênûszrêç.
- kurşuni : cûn.
- kurt : 1.gur. 2.kurm.
- kurt sürüsü : zurbe.
- kurtarılmak : hatin riha kirin, hatin rizgar kirin.
- kurtarmak : riha kirin, rizgar kirin.
- kurtlanmak : kurmî bûn.
- kurtlu : kurmî.
- kurtulmak : rizgar bûn, filitîn.
- kurtuluş : rihayî, rizgarî.
- kuru : 1.hişk. 2.ziwa.
- kuru dere : mesîl.
- kuru soğan : pîvazî êşk
- kuru üzüm mevsimi : miştaxan.
- kurucu : damezrêner.
- kurul : komîti, civat.
- kurulamak : ziwakirin.
- kurulanmak : we ziwakirin.
- kurulu : mezrandî.
- kuruluş : mezrek, mezringeh, sazî.
- kurum : 1.mezrek, sazî, mezringeh. 2.tenî, dorinc.
- kuruntu : gumreşî.
- kuruntulu : gumreş.
- kuruş : çerxî, qurîş.
- kurye : peyak.
- kusmak : vereşîn.
- kusturmak : vereşandin.
- kusur : kêmasî.
- kusura bakmayınız : li kêmasiyê nenihêrin.
- kusurlu : bi kêmasî.
- kusursuz : bêkêmasî.
- kuş : çûk, çûçik, balinde.
- kuş beyinli : mejî kakilk.
- kuş pisliği : zilq, zîrç.
- kuş sürüsü : ref, qermelax.
- kuş üzümü : kişmiş.
- kuşak : 1.piştik, şûtik, şeleme. 2.nifş, binaçe.
- kuşanmak : xwe pêçan, xwe girê dan.
- kuşatmak : dorpêç kirin.
- kuşbakışı : ji jor de nihêrîn.
- kuşkonmaz : çavmark, maroje.
- kuşku : şik.
- kuşkulandırmak : şikberkirin.
- kuşkulanmak : şikkirin.
- kuşkulu : şikber.
- kuştüyü : pûrt.
- kutlamak : pîroz kirin.
- kutlanmak : hatin pîroz kirin.
- kutlu : pîroz.
- kutluluk : pîrozî.
- kutsal : pîroz.
- kutsal yer : pîrozgeh.
- kutsallık : pîrozî.
- kutsamak : pîrozandin.
- kutu : qutî, elbik.
- kutup : 1.cemser. 2.durexî, xura.
- kutup yıldızı : qurix.
- Kuveyt : Kuweyt.
- Kuveytli : Kuweytî.
- kuvvet : hêz.
- kuvvetli : bihêz, xurt.
- kuvvetsiz : bêhêz.
- kuyruk : boç, doç, dûv, qemc, terî.
- kuyruk sokumu kemiği : qarçik.
- kuyruklu yıldız : dûvsitêrk.
- kuytu : talde.
- kuyu : bîr.
- kuyumcu : zêrînger.
- kuzen : pisxaltî(teyzeoğlu), kurxal(dayıoğlu), pismam(amcaoğlu), kurmet(halaoğlu).
- kuzey : bakur.
- Kuzey İrlanda : Îrlanda bakurî.
- Kuzey İrlanda : Îrlanda Bakur.
- Kuzey İrlandalı : Îrlanda Bakurî.
- kuzgun : qelareşk.
- kuzine : maşêngeh.
- kuzu : berx.
- kuzum : berxê/a min.
- kübik : kûpik.
- küçük : biçûk, kiçik.
- küçük düşürmek : piçûk êxistin.
- küçük görmek : piçûk dîtin.
- küçük harf : hûrek.
- küçük heybe : xurcik.
- küçük yassı taş : tîlik, tezik.
- küçülmek : piçûk bûn.
- küçültmek : piçûk kirin.
- küçültücü : biçûker.
- küçümsemek : biçûk dîtin.
- küf : kufik.
- küfe : zembîl.
- küflü : kufikî.
- küfür : çêr, dijûn.
- küfür etmek : dijûn kirin, çêr kirin.
- küfürbaz : çêrbaz, dijûnker.
- küheylan : kihêl.
- kükremek : helhatin.
- kükürt : kukurd.
- kül : xwelî, xulav.
- kül küreği : carûd.
- kül rengi : xulavî.
- kül tablası : xwelîdank.
- külah : kum.
- külçe : silop.
- külfet : zehmet.
- külhanbeyi : ebeboz.
- küllük : xwelîdank.
- külot : derpê.
- külotlu çorap : gore derpê.
- kültür : çande.
- kültür bakanlığı : wezerata çandeyê.
- kültürel : çandeyî.
- kültürlü : çandeyar.
- kümbet : kumbet.
- küme : kom, komik.
- kümes : kox, kolit, pin.
- kümes hayvanları : kedanî.
- künk : kung, porxan.
- künye : navdank.
- küp : cer, den, kûp.
- küpe : guhar.
- kürdan : hilal.
- Kürdistan : Kurdistan.
- Kürdistanlı : Kurdistanî.
- küre : gok, kad, girover.
- kürek : bêr.
- kürek çekmek : bêr kişandin.
- kürek kemiği : hestiyê bêrikê.
- kürk : kurk.
- kürklü : bikurk.
- kürsü : kursî.
- Kürt : Kurd.
- Kürtçe : kurdî, zimanê kurdî.
- küskün : silbûyî, suhketî, xeyîdî.
- küsmek : xeyidîn, sih/suh/sil ketin, sil bûn.
- küspe : kesp.
- küstah : kanc.
- küstahlık : kancî.
- küstürüp uzaklaştırmak : teyizandin.
- küsüp uzaklaşmak : teyizîn.
- küsür : kisûr.
- küt : kol, kot.
- kütle : girse.
- kütük : 1.gonc, dalît. 2.peyirk.
- kütüphane : pirtûkxane.
- kütürdemek : kirtîn.
- küvet : curn.