Pêvek:tirkî-kurdî/a
Türkçe (Tirkî) - Kürtçe (Kurdî) Sözlük (Ferheng)
A
biguhêre- a : tîpa alfabeya Tirkî ya yekê.
- aba : eba.
- abad : ava.
- abadan : avahî.
- abajur : abajûr.
- abanmak : 1.xwe ser de berdan. 2.paldan.
- abanoz : ebenûs.
- abartılı : fîşal.
- abartısız : bêfîşal.
- abartmak : fîşal kirin.
- abazan : 1.birçî. 2.bêjin.
- abdest : destnimêj.
- abes : nelicîh, tewş.
- abıhayat : avjîn.
- abi : kek, kak, bira.
- abide : bîrdarî.
- abla : het, xuç, xuşk.
- ablak yüzlü : rûpehn.
- abluka : dorpêçî, dorgirtin.
- ablukaya almak : dorpêç kirin, dorgirtin.
- abone : kiryar.
- abone olmak : kiryar bûn.
- abone ücreti : mişeya kiryariyê.
- abonman : peymana kiryariyê.
- absorbe etmek : tuwanîn.
- absorbe ettirmek : tuwandin.
- abstrakt : razber.
- abuk sabuk : çirto virto.
- abuk sabuk konuşan : devdevî, devberedayî.
- acaba : gelo, aya.
- acar : zîrek, jîr.
- acayip : sosret, behît, metel.
- acayip kalmak : behitîn, metel man.
- acele : lez, zû.
- acele etmek : lezandin, zûkirin.
- aceleci : lezok, lezgîn.
- acem : ecem.
- acemi : ecemî, naşît.
- acemilik : ecemîtî, naşîtî
- acente : acente.
- acı : 1.êş, jan. 2.tehl. 3.tûj.
- acıcı : çilekêş.
- acıcılık : çilekêşî.
- acıklı : jandar, xemdar, dilêş.
- acıkmak : birçî bûn.
- acılı : 1.biêş, bijan.
- acılık : 1. tehlî. 2.tûjî.
- acımak : 1.êşîn, jandan. 2.berketin, dil pê şewitîn.
- acımasız : xedar.
- acımasızca : xedarane.
- acımasızlık : xedarî.
- acısız : 1.bêjan, bêêş. 2.bêtûjî.
- acıtmak : êşandin.
- acil : bi lez.
- aciz : bêçare, şeqizî.
- aciz kalmak : bêçare man, şeqizîn.
- acur : ecûr, qitî, omidî.
- acuze : pîrhevok.
- aç : birçî.
- açgözlü : çav birçî.
- aç kalmak : birçî man.
- açı : mat. qiraç.
- açığa çıkma : eşkerebûn, derketin holê.
- açık : vekirî, eşkere.
- açık artırma : mezad.
- açık esmer : genimî.
- açık gönüllü : dilvekirî.
- açık göz : çav vekirî.
- açık hava : sayî.
- açık sarı : çûr.
- açık sözlü : dobre, rastbêj, rastgo.
- açıkça : bi eşkereyî, bi vekirî.
- açıklama : rave.
- açıklama yapan : ravekar.
- açıklamak : rave kirin.
- açıklamalı : ravekirî.
- açıklayıcı : ravedar.
- açıklığa kavuşturmak : aşkartin (biaşkêre, diaşkêre).
- açılış : vebûn.
- açlık : birçîtî, nêzî.
- açmak : vekirin.
- açmaz : bêrê.
- ad : nav.
- ad çekme : nav kişandin.
- ad koymak : navandin, nav lê kirin.
- ada : girav.
- adab : edep.
- adak : dehî, boraq.
- adale : masûlke.
- adalet : dadmendî, dadî, dad.
- adalet bakanlığı : wezareta dadmendiyê.
- adaletli : dadmend.
- adaletsiz : bêdad.
- adaletsizlik : bêdadî.
- adam : merî, mirov, peya, zilam.
- adamak : boraq dan.
- adamcağız : mêrik.
- adamcık kemiği : zengelork.
- adaş : hevnav.
- aday : berendam, navzed.
- adaylığını koymak : berendamiya xwe danîn.
- adaylık : berendamî.
- addetmek : hesibandin.
- adem : adem.
- adet : 1.lib, heb. 2.adet, kevneşop.
- adıl : 1.pronav. 2.cînav.
- adım : gav.
- adımlamak : gavandin.
- adına : binavê.
- Adıyaman : Semsûr.
- adi : ji rêzê.
- adil : dadmend.
- adilik : bêrûmetî.
- adlandırılmak : hatin navandin.
- adlandırmak : binav kirin.
- adlı : binav.
- adli : dadî.
- adliye : dadxane.
- adres : niştingeh, navnîşan.
- adsız : bênav.
- af : bexş.
- af dilemek : bexşîn jê xwestin.
- af edersiniz : bibexşînin! biborin!
- afacan : baleban.
- afallamak : mat man, behitîn.
- aferin : aferîn, bijî.
- afet : gerûşe, afat.
- affetmek : bexşandin.
- affolunmak : bexş bûn.
- Afganistan : Efxanîstan.
- afiş : afîş.
- afiyet : noşî can.
- afiyet olsun : noşî can be!
- aforoz : pinde.
- aforoz etmek : pinde kirin.
- Afrika : Afrîka.
- afsun : efsûn.
- afsuncu : efsûnkar.
- afyon : haşhaş.
- ağ : tor.
- ağ atmak : tor avêtin.
- ağa : axa.
- ağabey : kek, kak, bira.
- ağaç : dar.
- ağaç (fidanlık dönemini aşmış) : xerz.
- ağaç aşılamak : fatrom kirin.
- ağaç bidon : kuleng.
- ağaç gövdesi : qurm.
- ağaçkakan : darkutok, kilîkilî.
- ağaçlık : daristan.
- ağaçtan bölme duvar : perjîn.
- ağarmak : gewr bûn, spî bûn.
- ağda : debîş, zernîx.
- ağı : jehr.
- ağıl : gov.
- ağılamak : jehr kirin.
- ağınmak : gevizîn
- ağır : giran.
- ağır başlı : sergiran, hêmin.
- ağır ceza : cezayê giran.
- ağır işiten : guhgiran.
- ağır işitmek : giran bihîstin.
- ağırlamak : ezimandin.
- ağırlaşmak : giran bûn.
- ağırlık : giranî, qorsî, seng.
- ağıt : lawij.
- ağız : dev, devok.
- ağız tartışması : devjenî.
- ağızdan kaçırmak : şepilandin, ji dev filitîn.
- ağızlık : qose, dar cixare.
- ağlamak : girîn.
- ağlamaklı : kelogirî.
- Ağrı : Agirî.
- ağrı : êş, jan, renc.
- Ağrı dağı : çiyaye Agirî, gilîdax
- ağrılı : bijan, rencûr, biêş.
- ağrımak : jan dan, êşîn, arihîn.
- ağrısız : bêêş, bêjân, bêrenc.
- ağu : jehr.
- ağulamak : jehr dan, jehr kirin.
- Ağustos : Gelawêj, Tebax.
- ağzı bozuk : lewçe.
- ağzına kadar doldurmak : ebandin, mişt kirin, heta dêvê tijîkirin.
- ah : ax! ah!
- ahali : xelk, gel.
- ahçı : xwarinpêj.
- ahdetmek : sond xwarin.
- ahenk : aheng.
- ahenkli : ahengdar.
- ahenksiz : bêaheng.
- ahır : axur, gom.
- ahiret : axret.
- ahize : bihîstok.
- ahlak : rewişt, sinç.
- ahlaki : rewiştî, sinçî.
- ahlaksız : bêrewişt, bêsinç.
- ahlat : kirosk, şekok.
- ahmak : bêmejî, bale, çopik, debeng.
- ahşap : depîn, darîn.
- Ahtapot : heştpê.
- aidat : barbu, mehanî.
- aile : malbat.
- aile geçimi : debara malê.
- aile hukuku : dada malbatiyê.
- aile reisi : malxwê, sermiyana malê.
- ait : ya/yê.
- ajan : sîxur.
- ajans : dengûbahs.
- ak : spî, sîs.
- akademi : akademî.
- akan yıldız : stêrerij.
- akaryakıt : sotemenî.
- akbaba : sîsark, kergez, keçelok.
- akciğer : mêlak, kezeb.
- akça ağaç : kevot.
- akçe : pere, drav
- akdarı : gilgil, garis.
- Akdeniz : Deryaya Spî.
- akdiken : giwîj.
- akıbet : encam, dawî.
- akıcı : riwîn, herak.
- akıcılık : riwînî.
- akıl : hiş, heş.
- akılcı : hişparêz, heşparêz.
- akılcılık : hışparêzî, heşparêz.
- akıllanmak : hişdar bûn, heşpar bûn, bihiş bûn.
- akıllı : hişdar, heşdar, bihiş.
- akım : herk.
- akım (tradisyon) : rêbar.
- akıntı : herk, şîp.
- akış : herikîn.
- akıtmak : herikandin.
- akide : bawerî.
- akis : vedan, alan, pijak, dengvedan.
- akit : peyman.
- akit (yazılı akit) : peymanname.
- aklama : 1.spîkirin. 2.rûspîkirin.
- aklı başına gelmek : hiş hatin serî.
- akmak : herikîn.
- akord : kok, saz.
- akord etmek : saz kirin, kok kirin.
- akraba : meriv, mirov, lêzim, xinamî (evlilik bağıyla kurulan).
- akrabalık : mirovatî, lêzimatî, xinamîtî.
- akran : hevsal.
- akrep : dûpişk, dorpî, tîrk..
- akrep burcu : qirjal, gedarêzan.
- aksak : leng, kulek.
- aksamak : 1.kulîn. 2.lebikîn (iş için)
- aksetmek : 1.dengvedan. 2.şewq vedan. 3.tê de xuya bûn.
- aksırık : pişkîn.
- aksırmak : pişkîn.
- aksi : ters, dij, bervaj.
- aksi bir adam : merivekî pilûç.
- aksilik : dijî.
- aksine : pilûç, zirz, dijane.
- aksiyon : bizav.
- akşam : êvar.
- akşamüstü : ber êvar, berve êvar.
- akşam yemeği : şîv.
- akşam yemeği partisi : bezma şîvê.
- akşamleyin : êvarî.
- aktarmak : 1.tal kirin. 2.veguhastin.
- aktif : çalak, çist.
- aktör : niyarvan, weyno.
- aktris : weynê.
- aktüalite : rojane.
- aktüel : rojane.
- al : sor.
- ala : çêtir, baştir.
- alaca : belek.
- alaca karanlık : hengur, tarîgewrik.
- alacaklı : deyn. deyndêr.
- alafranga : elefrenge.
- alaka : pêwendî.
- alakalı : pêwendar.
- alamet : nîşet, vexuyan.
- alan : aqar, meydan, qad.
- alarm : hewarî.
- alaşım : amêjen.
- alay : 1.ask. alayî, heng. 2.tinaz.
- alaz : pêt.
- albay : ask. mîralay, serheng.
- alçak : 1.nizm. 2.binpê, pespaye.
- alçak gönüllü : dilnizm, nefspiçûk.
- alçak gönüllülük : pespayetî.
- alçalmak : nizm bûn, binpê bûn, pespaye bûn.
- alçaltmak : nizmandin, binpê kirin, pespaye kirin.
- alçı : ces, geç.
- aldanmak : (pê)xapîn.
- aldatıcı : xapînok.
- aldatılmak : hatin xapandin.
- aldatmak : xapandin.
- aldırmak : 1.dan standin, dayin. 2.guh dan.
- alelacele : bayêbezê, zûzû.
- alelade : heyîdî.
- alem : 1.al. 2.cîhan.
- aleni : eşkere.
- alet : hacet, ambûrîn, alav.
- alev : gurî, xuri, alav, pêt, agir.
- Alevi : Elewî.
- aleyh : dij.
- alfabe : elfabet.
- algı : feraset, derk.
- algılamak : têgihiştin, derkandin.
- alıcı : 1.bikir, kiryar. 2.girtiyar.
- alık : bomik.
- alım : 1.girtin. 2.kirîn. 3.şoxîtî.
- alım satım : kirîn frotin.
- alımlı : nazenîn, şox, balkêş.
- alın : henî.
- alın yazısı : henînûs.
- alındı : girtek.
- alıngan : xeydok.
- alınmak : xeyîdîn.
- alıntı : jêgirtin.
- alış : kirîn, standin.
- alış fiyatı : bihayê kirînê.
- alış veriş : danûstandin.
- alışkanlık : banekî, xû.
- alışkın : banek.
- alışmak : banîn, hewisîn.
- alıştırmak : banandin, hewisandin
- alil : kêmlebat.
- alim : ferzende, zanyar.
- alkış : çepik, dest qutank.
- alkışlamak : çepik lê dan.
- alkışlanmak : çepik hatin ledan.
- Allah (c.c) : Xwedê, Xuda, Xweda, Yezdan.
- Allah bağışlasın : Xwedê bibexşîne, Xwedê bihêle.
- Allah esirgesin : Xwedê biparêze.
- Allah kavuştursun : Xwedê bigîhîne.
- Allah rahatlık versin : Xwedê rehetiye bide.
- Allah rahmet eylesin : Xwedê rehma xwe lê bike.
- Allah razı olsun : Xwedê ji te razî be.
- Allah vergisi : dayîna xwedê.
- Allah’a ısmarladık : bi xatirê te.
- Allah’a şükür : şukur ji Xwedê re.
- Allah’ın Hayrı Üzerinize Olsun. : Xêra Xwedê Li Te Be
- Allah’tan : ji Xwedê.
- almaç : girtiyar.
- almak : standin.
- almak (satın almak) : kirîn.
- Alman : Alman.
- almanak : salname.
- Almanca : Almanî.
- Almanya : Almanya.
- alt : binî.
- alt çene : çeletîk, çen.
- alt geçit : bihurka jêrin.
- alt karın : til.
- alt taraf : aliyê binî, rajêr.
- alt yazı : jêrenivîs.
- alternatif : wîç, hilbijêr, kalternatîf.
- altı : şeş.
- altıgen : şeşkenar.
- altın : zêr.
- altın bilezik : bazinê zêrin.
- altın suyu : zêrav.
- altıncı : şeşemîn.
- altında : li binî.
- altışar : şeş bi şeş, şeşoşeşo.
- altmış : şêst.
- altmışıncı : şêstem.
- altüst : ser û bin.
- altüst etmek : ser û bin kirin.
- altüst olmak : ser û bin bûn.
- altyapı : avahiya bingehî.
- alüminyum : bafûn.
- alyuvarlar : glokên sor.
- ama : 1.lê, lêbelê. 2.kor.
- amaç : armanç, mebest.
- amaçlamak : armanc kirin.
- amade : amade.
- aman : eman.
- amansız : bêeman.
- amatör : heweskar.
- ambalaj : alandin.
- ambalajlamak : alandin.
- ambar : embar.
- ambargo : ambargo.
- amca : ap, mam.
- amca karısı : amoj, jinap, jinmam.
- amca kızı : dotmam, keçmam, keçap, qîzap.
- amca oğlu : pismam, kurmam, kurap.
- amel : 1.puşul. 2.virik.
- amele : karker.
- ameliyat : nîşdarî.
- Amerika : Amerîka.
- Amerika Birleşik Devletleri : Dewleten Yekbûyî yên Amerîka.
- Amerikalı : Amerîkayî.
- amfibi : bejavî.
- amir : fermandar, amîr.
- amiral : amîral.
- Amman : Eman (Ürdün’ün başkenti).
- amper : amper.
- ampul : ampûl.
- Amsterdam : Amsterdam.(Hollandanın başkenti.)
- an: bîstik, gav. ör:bir an evvel; bîstek berê gavek berê.
- ana : 1.dê, dayik. 2.sekerîn.
- ana erkil : maderşahî.
- ana kapı : dergeh.
- ana-baba : dê bav.
- anaç : mak.
- anadil : zimanê zikmakî.
- Anadolu : Anatoliya.
- anafor : gerînek.
- anahtar : kilît, mifte.
- anakara : parzemîn.
- analiz : helseng, dahûrîn.
- analiz etmek : helsengandin, dahûrîn.
- ananas : ananas.
- anane : kevneşop.
- ananevi : kevneşopî.
- anaokulu : dibistana mader.
- anapara : sermaye.
- anarşi : anarşî.
- anasız : sêwî.
- anason : hebosan, anix, anîs.
- anavatan : welat.
- anayasa : zagona bingehîn, destura bingehîn.
- anayol : şa(h)rê
- ancak : lêbelê.
- andırım : şibînî.
- andırımcılık : şibînîtî.
- andırmak : şibîn.
- anemi : kêmxwînî.
- angaje etmek : angaje kirin.
- angajman : angajman.
- angarya : olam, suxre.
- anı : 1.bîranîn. 2.yadîgar.
- anılmak : hatin bîranîn, hatin yad kirin.
- anımsamak : (bi) bîr anîn.
- anımsatmak : (bi) bîr xistin.
- anında : di gavê de.
- anırmak : zirîn.
- anıt : bîrdarî.
- anız : firo.
- ani : ji nişka.
- aniden : ji nişka ve, xaftila.
- Ankara : Enqere.
- anket : anket.
- anlak : feraset.
- anlam : wate, mane.
- anlamak : têgihiştin, fêhm kirin.
- anlamdaş : hevwate.
- anlamlı : watedar, manedar.
- anlamsız : bêwate.
- anlaşılır : fêhmdar.
- anlaşılmak : hatin têgihîştin, fêhm bûn.
- anlaşma : 1.lihevhatin, peyman danîn. 2.peyman.
- anlaşmak : li hev hatin, peyman danîn.
- anlaştırmak : li hev anîn.
- anlatıcı : gotyar.
- anlatım : vegotin, vebêjîn.
- anlatmak : vegotin, vebêjîn.
- anlayış : feraset, têgih, fêhm.
- anlı şanlı : bi navûdeng.
- anmak : bîranîn, yad kirin.
- anne : da, dê.
- anneanne : dapîr.
- annelik : dêyîtî.
- anonim : gelêrî.
- anonim ortaklık : pardariya gelêrî.
- anonim şirket : pardariya gelêrî.
- ansızın : ji nişka ve, xaftila.
- ansiklopedi : ansîklopedî.
- ant : sond.
- ant içmek : sond xwarin.
- Antarktika : Antartîka.
- anten : antên.
- Antep : Dêlûk.
- Antep(Urfa) fıstığı : pisdeq.
- anti : dij.
- antik : dêrîn.
- antika : dêrinî.
- antilop : antilop.
- antipatik : xwîntehl, rûsar.
- antlaşma : peyman.
- antlaşmak : peyman danîn.
- antoloji : guldeste, berhevok.
- antre : bersifik.
- antrenman : antrenman.
- antropolog : mirovnas.
- antropoloji : mirovnasî.
- anüs : qûn, pind.
- aort : aort.
- apaçık : vikîvekirî.
- apandis : apandîs, rûviya zêde.
- apandisit : apandîsîd.
- apar topar : lezûbez.
- apartman : xan.
- apartman dairesi : warxan.
- apaydın : ripûronî.
- apış : rûv.
- apış arası : navran.
- apışmak : şaşmî bûn.
- apse : qunêr.
- aptal : bale, xêvik.
- aptest : destnimêj.
- aptest almak : destnimêj girtin.
- aptest bozmak : destnimêj şikandîn.
- aptesthane : destavxane.
- aptestli : bidestnimêj.
- ar : ar, şerm, fedî.
- ara : navber, neqeb.
- ara bölme : navbir.
- ara bulucu : navçît.
- ara sıra : car caran, carinan.
- ara vermek : 1.navberdayîn. 2.vewestan.
- araba : gerdûne.
- araba (binek arabası) : çenberî.
- araba (el arabası) : taxûrk.
- araba vapuru : keştiya gerdûneyan.
- arabacı : gerdûnevan.
- aracı : qasid.
- aracılık : qasidî.
- araç : navgîn, gerdîş .
- arada bir : car caran.
- araf : berzax.
- aralamak : nîv vekirin.
- Aralık : 1.Berfanbar, Kanûn. 2.navber, neqeb.
- aralıklı : binavber.
- aramak : lêgerîn, pelandin, venêrîn.
- Arap : Ereb
- Arapça : Erebî.
- araştırma : lêgerîn.
- araştırmak : lêgerîn, vekolîn.
- araya girmek : ketin navberê.
- arazi : erd.
- arbede : gelemşe, welwele.
- ard ek : paşdanî.
- ard kafa : patik.
- ardak : pûçbûyî.
- ardıç : merx, hevrist, çekem.
- ardıç kuşu : boqije.
- ardıl : paşewar, hevpişt.
- ardiye : barxane.
- arena : hewşeng, arena.
- argo : argo.
- arı : heng, mêşa hingiv, safî, xwerî, moz.
- arı kovanı : kewara mêşan, gurbik, kulka moz.
- arı kümesi : balix.
- arıbeyi : şaheng.
- arıcılık : mêşvanî.
- arıkuşu : şalûl.
- arınmak : safî bûn.
- arısoy : hîlaw.
- arıtmak : safî kirin.
- arıza : xirabûnî.
- ari : arî.
- arif : şareza, zana.
- arife : erefat.
- aristokrasi : zadegan.
- Arjantin : Arjantîn.
- Arjantinli : Arjantînî.
- ark : co.
- arka : paş, pişt.
- arka arkaya : li pey hev.
- arka çıkmak : pişt girtin.
- arka semer kayışı : paşteng, qûş.
- arka taraf : paşgeh.
- arkada : li paş.
- arkada kalmak : paş de man.
- arkadaş : heval.
- arkadaşlık : hevaltî.
- arkası var : dumahî heye.
- arkeolog : kolyarnas.
- arkeoloji : kolyarnasî.
- arlanmak : şerm kirin.
- arlanmaz : şerm nekir.
- arma : nîşank.
- armağan : diyarî, xelat.
- armağan etmek : diyarî kirin.
- armağan vermek : diyarî dan.
- armut : hirmî, karçîn.
- armut (yabani) : şekok.
- armut kurusu : qax.
- Arnavut : Alban.
- Arnavutça : Albanî.
- Arnavutluk : Albanya.
- arp : çeng.
- arpa : ceh.
- arpa (yeşil arpa): qersîl.
- arpacık : 1.bûkik. 2.dîklok (silahlar için)
- arsa : pag.
- arsız : bêşerm.
- arş : ezman.
- arşın : gaz (68cm).
- arşınlamak : gaz kirin.
- arşiv : arşîv.
- art : paşî.
- art edat : paşdacek.
- artan : mawe.
- artçı : paşber, paşing.
- artı : pitir.
- artık : 1.bermayî, guhûr. 2.êdî, hew, nema.
- artık değer : nerxa bermayî.
- artık emek : keda bermayî.
- artık yıl : gibîse.
- artırım : zêdekirinî.
- artırma : zêdekirin.
- artırmak : lê zêde kirin.
- artış : zêdebûni
- artist : weyno, weynê.
- arz : 1.erd. 2.pêşkêşî.
- arz etmek : pêşkêş kirin.
- arzu : daxwaz.
- arzu etmek : xwestin.
- arzulu : dilxwaz, minêkar.
- asa : gopal.
- asab : hêrs.
- asabi : bihêrs.
- asabiyet : hêrsî.
- asal : hîmî.
- asal sayılar : hêjmarên hîmî.
- asalak : mijok.
- asalet : dêrînî, zadeganî, torinî, hîlawî.
- asaletli : dêrîn, zadegan, torin, hîlaw.
- asansör : hilkêşok.
- asayiş : ewleyî
- asfalt : qîr, asfalt.
- asgari : kêmtirîn.
- asgari ücret : mişeya kêmtirîn.
- asık suratlı : mirûz, mol, ping.
- asık suratlı : mirûz, mol, ping.
- asıl : hîmî.
- asılı : daleqandî, hilawistî.
- asılsız : bêhîm, bêbinyat.
- asır : sedsal, qern.
- asi : asê.
- asil : dêrîn, zadegan, torin.
- asilzade : zadegan.
- asimilasyon : bişavtin.
- asimile etmek : bişavtin.
- asimile olmak : bişivîn.
- asistan : arîkar.
- asit : asid, tirşîn.
- asker : leşker.
- askeri : leşkerî.
- askeri birlik : yekîneyên leşkerî.
- askeri sınıf mücadelesi : têkoşîna sinifî.
- askeri sınıflar : sinifên leşkerî.
- askeri sınıflar : sinifên leşkerî.
- askerlik : leşkerî.
- askı : hilawistok, sincok.
- asla : tu car, qet.
- aslan : şêr.
- aslan (dişi) : şepal.
- aslan burcu : mîweganan.
- aslan ini : lend.
- asma : daleqandin, hilawistin, eliqandin, dardakirin
- asma (üzüm) : dêlî, mêw.
- asma köprü : pira hilawistî.
- asmak : daleqandin, hilawistin. eliqandin, darda kirin.
- ast : bind.
- astar : rûpişt, betan.
- astarlamak : rûpişt kirin.
- astım : xizok.
- astımlı : xizokî.
- astrolog : stêrzan.
- astroloji : stêrzanî.
- astsubay : berbaz.
- asuman : asîman.
- Asya : Asya.
- aş : xwarin.
- aşağı : jêr.
- aşağı doğru : ber bi jêr, berjêr.
- aşağı düşmek : li jêr ketin.
- aşağı yukarı : kêm zêde.
- aşağıda : li jêr.
- aşağılamak : bêrûmet kirin, binpê kirin.
- aşağılık : nizm, çavnizm, daketî.
- aşağılık duygusu : hestê xwenizmiye, hestê daketî.
- aşama : qonax, bêlan, gihanek.
- aşçı : xwarinpêj.
- aşı : 1.lûl, fatrome. 2.parza, perpûn (insan ve hayvanlar için)
- aşık : evîndar, dilevîn, dilketî.
- aşık kemiği : kab.
- aşılamak : 1.fatrom kirin, lûl kirin (ağaçlar için). 2.parzandin, perpûn kirin (canlılar için).
- aşındırmak : maşandin, mehandin, xurimandin.
- aşınmak : maşîn, mehîn, xurimîn (metal olmayan şeyler için)
- aşırı : pirole.
- aşırı derece : niqira pirole.
- aşırmak : 1.bihurandin, rawirandin, derbaz kirin. 2.ser re avêtin. 3.dizîn.
- aşikar : eşkere.
- aşina : nas.
- aşiret : eşîr, êl.
- aşk : evîn.
- aşkın : bihurtî.
- aşkınlık : bihurtinî.
- aşmak : bihurtin, derbaz bûn, rawirtin.
- aşure : eşûre.
- at : hesp.
- at arabası : gerdêle, parxêl, kalîsk.
- at koşturmak : rewiqandin.
- at koşusu : xara.
- at sürüsü : revo.
- at tavlası : stewl.
- at yarışı : tirada hespan.
- ata : kalik, bavik.
- ata binmek : li hespê siwar bûn.
- ataerkil : pederşahî.
- atak : agirçav.
- atama : vebuhtin.
- atanmak : vebuhandin, hatin vebuhtin.
- atardamar : şahreg.
- atasözü : gotina pêşiyan.
- ateist : xwedanenas, marîs.
- ateş : agir, ar
- ateş almak : agir girtin.
- ateş böceği : gûstêrik, teysok.
- ateş çiçeği : mercanok.
- ateş etmek : agir kirin
- ateş gibi : agirnak, arjen.
- ateş ocağı : kûreh, kanûn
- ateş rengi : argon.
- ateş yağdırmak : agir barandin.
- ateş yakmak : agir vêxistin.
- ateşçi : agirvan.
- ateşe tapmak : agir peresti.
- ateşe vermek : agir berdan.
- ateşin küllenmesi : xumirîn, vemirîn.
- ateşkes : agirbest.
- ateşlemek : agirdadan.
- ateşlenmek : agir girtin.
- ateşlik : agirdank.
- atıcılık : tifingendazî.
- atık : avêtî.
- atılgan : çalak.
- atılım : pêngav.
- atılım yapmak : pêngav avêtin.
- atılmak : hatin avêtin.
- atım : gihêj.
- atın yem torbası : cûhêr.
- atış : avêtin.
- atışmak : avêtin hev.
- atıştırmak : zû xwarin.
- ati : dûveroj.
- atik : çalak.
- atkı : şalgerdan.
- atlamak : qewzdan, xwe hilavêtin, banzdan.
- atlı : suwar.
- atlı karınca : mûriya firok.
- atmaca : başok, waşe.
- atmak : avêtin.
- atmık : avik, tovav.
- atmosfer : birah.
- atölye : dezgeh.
- attariye : kisûr, etarî.
- av : nêçîr, seyd.
- avadanlık : hacet.
- aval : bomik.
- avam : bendegan, xelk.
- avanak : bomik.
- avare : eware, wêl.
- avaz : awaz.
- avcı : nêçîrvan.
- avcı kuş : dûbrang.
- avcılık : nêçîrvanî.
- avdet : veger.
- avdet etmek : vegerîn.
- avize : pêrû.
- avize ağacı : giyahurç.
- avlamak : nêçîr kirin.
- avlu : hewş.
- Avrupa : Ewropa.
- Avrupalı : Ewropî.
- avuç : mist, çeng, kulm, kef.
- avuç içi : kefa dest.
- avuçlamak : çeng kirin.
- avukat : parêzer.
- avuntu : hedarî.
- avurt : gep.
- Avustralya : Awistralya.
- Avustralyalı : awistralyayî.
- Avusturya : Otrîş.
- Avusturyalı : Otrîşî.
- avutmak : hedara xwe anîn, hedirandin.
- ay : hîv, heyv, meh.
- ay tutulması : girtina hîvê.
- ayak : ling, pê.
- ayak altına almak : bir pê kirin.
- ayak bileği kemikleri : hestiyên bazinê pê.
- ayak diremek : pê dan erdê.
- ayak parmağı : pêçî.
- ayak takımı : ebeboz, pêxwas.
- ayak topu : goga lingan.
- ayakkabı : sol, pêlav.
- ayakkabı bağı : qîtan.
- ayakkabıcı : solger, solbend, goşkar.
- ayakkabılık : soldank.
- ayaklandırmak : raperandin.
- ayaklanmak : raperîn.
- ayakta : li piya.
- ayar : mîheng.
- ayarlamak : mîheng kirin.
- ayarlanmak : mîheng bûn.
- ayarsız : bêmîheng.
- ayartmak : xapandin, ji rê derxistin.
- ayaz : sayî.
- aybaşı : 1.serê mehê. 2.(tıp.) jîvan.
- ayçiçeği : gulberojk.
- aydın : bîrewer, rewşenbîr, ronakbîr.
- aydınlık : ronahî.
- aygır : bergîr.
- aygıt : cîhaz.
- ayı : hirç.
- ayıbalığı : seyê avî.
- ayık : şiyar.
- ayıklamak : çeqilandin, neqandin.
- ayılmak : bİ xwe hesîn, bi xwe ve hatin.
- ayıp : şerm.
- ayıplamak : şermandin.
- ayırmak : helanîn, veqetandin, cihê kirin, tirxandin.
- ayırt etmek : ji hev derxistin, vejartin.
- ayırtmak : dan cihê kirin, dan helanîn, dan veqetandin.
- ayin : cem.
- aykırı : dijraber, nalebar.
- aylak : gewende.
- aylık : mehanî.
- aylık dergi : kovara mehane.
- aylık ücret : mişeya mehane
- aylıkçı : mehanîvan.
- aylıklı : bi mehanî.
- aymaz : bêhay, bêageh.
- ayna : neynik, hêlî, awêne.
- aynalı : bihêlî.
- aynen : eynen.
- aynı : hevşêwe.
- ayraç : kevane.
- ayran : dew, avdew.
- ayran çorbası : mehîr, mehîra xatıx, girar.
- ayran tası : sekro.
- ayrı : cihê, cûda.
- ayrıca : wekî din.
- ayrıcalık : cîhawazî.
- ayrıcalıklı : bicîhawaz.
- ayrık otu : firêz.
- ayrılık : cihêyî, cûdahî.
- ayrılıkçı : cûdakar.
- ayrılıkçılık : cûdakarî.
- ayrılmak : veqetîn, cihê bûn.
- ayrıntı : kîtkîte, hûrgulî
- ayrıntılı : firawan, bi kîtkîte.
- ayrışma : jêkvebûn.
- ayrışmak : jêk vebûn.
- ayva : biyok, bih.
- ayvan : eywan.
- ayyaş : eyaş.
- ayyaş : serkêş.
- ayyaşlık : serkêşî.
- az : hindik, kêm.
- az bulunur : kelh, tûtya.
- az çok : pir hindik.
- az daha : hinek din.
- aza : endam.
- azalmak : kêm bûn.
- azaltmak : kêm kirin.
- azamet : mezinahî.
- azametli : pirmezin.
- azami : mezintirin, zêdetirîn.
- azap : ezab.
- azar : azar, xeyd.
- azar azar : hindik hindik
- azarlamak : azar lê dan, pê re xeyidîn.
- azarlanmak : azar xwarin.
- azat : aza, azad, serbest.
- azat etmek : azad kirin, serbest kirin.
- azat olmak : aza bûnin, serbest bûnyin.
- Azeri : Azerî.
- azgelişmiş : paşdemayî.
- azgın : betir, har, berizî.
- azıcık : hindikek, piçek.
- azık : zewed, xurek.
- azılı : bêtirî.
- azımsamak : kêm dîtin.
- azınlık : hindike.
- azıtmak : brizîn, bitir bûn, harbûn.
- azim : melavî, wêre.
- azimli : wêrek.
- aziz : cindî, delal, serdilk, xoşewîst.
- azize : cindê.
- azletmek : ji erk dûrxistin.
- azmak : brizîn, bitir bûn, harbûn.
- azman : mec. qirase.
- azmetmek : wêrîn.
- azmettirmek : melivandin
- Azrail : Ruhstên.