Pêvek:tirkî-kurdî/ü
Ü
biguhêre- ü : tîpa alfabeya Tirkî ya bîstûşeşan.
- ücret : mişe, mûçe.
- ücretli : mişag.
- ücretsiz : bêmişe.
- ücretsiz iş : bêgar, suxre.
- üç : sê.
- üç adım : sêgav.
- üç boyutlu : sêdimenî.
- üç heceli : sêkîte
- üç ünlü : sêdeng.
- üçgen : sêgoşe.
- üçlü : sêkik, sêbare.
- üçüz : sêber.
- üflemek : pifkirin.
- üfürmek : pifkirin.
- üleşmek : par ve kirin, li hev par kirin.
- üleştirmek : dan par ve kirin.
- ülke : welat, diyar.
- Ülker Yıldızı : Perwîn, Ko, Sureya.
- ülkü : doz.
- ümit : hêvî, omid.
- ümit etmek : hêvîkirin.
- ümitlendirmek : hêvî dan.
- ümitli : hêvîdar.
- ümitsiz : bêhêvî.
- ümmet : omed.
- ün : navdarî.
- üniforma : çek.
- üniversite : zanistgeh.
- ünlem : baneşan.
- ünlem işareti : nîşkok.
- ünlü : 1.navdar, binavûdeng. 2.dilb. dengdar.
- ünsüz : 1.bênavûdeng. 2.bêdeng.
- Ürdün : Erden.
- Ürdünlü : Erdenî.
- ürem : mişepere.
- üremek : hilberîn.
- üretici : hilberîner.
- üretim : hilberîn, berkêşan.
- üretim araçları : navgînên hilberînê.
- üretim güçleri : hêzên hilberînê.
- üretken : berdar.
- üretmek : hilberandin.
- ürkek : bizdonek.
- ürkmek : veciniqîn.
- ürkütmek : bizdandin.
- ürpermek : hilperîn.
- ürpertmek : hilperandin.
- ürümek : reyîn.
- ürün : berhem, ber, zad.
- ürün almak : ber hilanîn, zad hilanîn.
- üs : bargeh.
- üslup : şêwe.
- üst : ser.
- üst çene : alçen.
- üst üste : li ser hev.
- üstçavuş : serçawîş.
- üsteğmen : serpel.
- üstelemek : israr.
- üstelik : bi serde.
- üst geçit : bihorka jorin.
- üstlenme : girtin ser xwe.
- üstün : puxte, sergewre.
- üstünde : li ser.
- üstüne almak : girtin serxwe.
- üstünkörü : sinêde, kirtûpan.
- üstünlük : pûxtetî, sergewreyî.
- üstünü kapamak : nuxumandin.
- üstyapı : avahiya jorin.
- üşengeç : xwe re nedîtî.
- üşenmek : xwe re nedîtin, xemsarî.
- üşümek : cemidîn.
- üşütmek : xwe cemidandin.
- ütü : deqaq.
- üvendire : zixt, misas.
- üvey : zir, marî.
- üvey anne : damarî, jinbav, zirdê.
- üvey baba : zirbav, bamarî.
- üvey çocuk : nevîsî, zirkur, kurhilî, kurmarî.
- üvey kardeş : zirbira, biramarî.
- üvey kız evlat : zirkeç, keçmarî, keçhilî.
- üveyik : tivîlk.
- üvez : melşe.
- üye : endam.
- üye aidatı : berariya endamiyê.
- üzengi : zengû.
- üzerinde : raser, li ser.
- üzerinde durmak : li ser sekinîn.
- üzerinde düşünmek : dahiştin, li serramîn, li ser hizirîn.
- üzgü : xem.
- üzgün : xemgîn.
- üzmek : xemgîn kirin, pozxînkirin.
- üzülmek : xem xwarin, pozxîn bûn.
- üzüm : tirî.
- üzüm ağacı : mêw.
- üzüm bağı : rez.
- üzüm posası : şimşîre, armûş, demûş.
- üzüntü : xemgînî, keser.
- üzüntülü : xemgîn, xemnak, bi keser.