Pêvek:tirkî-kurdî/o
O
biguhêre- o : 1.tîpa alfabeya Tirkî ya hîjdehê. 2.ew 3.wî, wê.
- o kadarki : hinde.
- o zaman : hingê.
- oba : zom.
- obje : camid, tişt.
- objektif : camidî.
- obruk : kov.
- observatuvar : dîdevanxane.
- obur : çilek.
- ocak : ocax, hêtûn, kûre, tifik, agirdank.
- Ocak ayı : Rêbendan, Çile.
- ocakçı : kurevan.
- oda : ode, jûr, mezel, xurfe.
- odak : 1.nîskok. 2.mişraq.
- odun : êzing.
- oduncu : êzingvan, darvan.
- of : of!
- ofis : nivîsgeh.
- oflamak : ofîn.
- oflatmak : ofandin.
- ofsayt : ofsayt.
- ofset : ofset.
- oğlak : karik.
- oğlak burcu : seholbendan.
- oğul : 1.law, kur, pis. 2.bars(bal arıları için).
- oğuşturmak : firikandin.
- ok : tîr.
- ok yayı : tîrkevan.
- ok yılanı : tîrmar.
- okçu : tîrendaz.
- oklava : tîrik.
- oksijen : oksijen.
- okşamak : ferikandin, mist dan, pelandin.
- okul : fêrgeh, xwendegeh, dibistan.
- okuma yazma : xwendin û nivîsandin.
- okumak : xwendin.
- okumamış : kewden.
- okumuş : xwende.
- okunaklı : paknivîs.
- okur : xwendevan.
- okur yazar : pîtnas, xwenda.
- okutmak : dan xwendin.
- okutman : daxwend.
- okuyucu : xwendevan.
- okyanus : okyanûs.
- Okyanusya : Okyanûsya.
- olacak : wê/dê bibe.
- olağan : ji rêzê.
- olağanüstü yönetim : kargeriya awarte.
- olan : bûye, bûyî.
- olanak : derfet, mefer.
- olanaklı : biderfet, bimefer.
- olanaksız : bêderfet, bêmefer.
- olanca : heta ku ji dest tê.
- olası : biguman.
- olasılık : gumanî.
- olasılıkla : bigumanî.
- olay : bûyer.
- oldukça : zehf, gelekî, qewî.
- olgu : diyarde.
- olgun : gehîştî.
- olgunlaşmak : gehîştin.
- olgunluk : gehîştinî.
- olma : afirîn, bûn, çêbûn.
- olmadık : nebûyî.
- olmak : afirîn, bûn çê bûn. pêk hatin
- olmamak : nebûn, çênebûn.
- olmamış : nebûyî, çênebûyî.
- olmaz : nabe, çênabe.
- olmuş : bûyî, bûyê, çêbûyî.
- olta : şewk.
- olta iğnesi : nîk.
- oluk : şirik, mezrîb, pilûsk, rêjing.
- oluklu : bişirik.
- olumlamak : erêyandin.
- olumlu : erênî.
- olumsuz : neyînî.
- olumsuzlamak : neyînandin.
- olur : dibe.
- olur olmaz : dibe nabe.
- oluş : pêkhatinî, çêbûnî.
- oluşmak : pêk hatin, çêbûn, hatin pê.
- oluşturmak : pêkanîn.
- oluşturulmak : hatin pêkanîn, hatin çêbûn.
- oluşum : bûyîng.
- omlet : hêkerûn.
- omur : movik, geh; girêçik.
- omurga : pirûsk, marîpişt.
- omurilik : mejîpişt.
- omuz : mil, pol, serpî.
- omuzlamak : polandin, mil kirin.
- on : deh.
- ona : jê re.
- onaltı : şanzdeh.
- onarım : selih, tamîrat.
- onarmak : selihandin, tamîr kirin.
- onay : pejir, pejirandin, tasvîb.
- onaylamak : pejirandin, tasvîb kirin.
- onbaşı : serdeste.
- onbeş : panzdeh.
- onbin : deh hezar, timen.
- onbir : yanzdeh.
- ondalık : dehane.
- ondalık kesir : lefên dehane.
- ondokuz : nozdeh.
- ondört : çardeh.
- oniki : duwazdeh.
- onikiparmak bağırsağı : rûviyên diwanzdehgirê.
- onsekiz : hijdeh.
- onu : wê, wî.
- onun : yê wî, ya wê.
- onuncu : ya deham.
- onur : xawên, rûmet, şanazî.
- onurlu : bixawên, şanaz.
- onursal : xawênî, şanazî.
- onüç : sêzdeh.
- onyedi : hevdeh.
- opera : opera.
- operatör : operator.
- optik : optîk.
- optimist : çakbîn.
- ora : wir, ew der.
- orada : li wir.
- oradan : ji wir.
- orak : das.
- orakçı : daskêş.
- oralı : ji wê derê.
- oralı olmamak : guh nedan.
- oramiral : fermanderya.
- oran : rêje.
- orantılı : birêje.
- orası : wê derê, ewder.
- oraya : wir, wira.
- ordu : artêş.
- orduevi : artêşxane.
- ordugah : artêşgeh.
- organ : 1.lebat, endam. 2.dezgeh.
- organik : lebatî.
- organizasyon : sazûman.
- organizma : organîzma
- orjin : nîjad, xwemal.
- orijinal : xwemalî.
- orkide : orkîde.
- orkinos : orkînos.
- orman : rêl, daristan.
- ormancı : rêlvan.
- ormanlık : daristanî.
- orospu : orispî, qehbik, felte.
- orta : nêv, navîn, navend.
- ortaokul : xwendegeha navend.
- orta öğretim : hevotina navend.
- orta parmak : tiliya navendê.
- Orta Çağ : vedora navîn, çaxa navîn.
- ortadan kaldırmak : ji holê rakirin.
- ortadoğu : rojhilatanavîn.
- ortak : hevpar, pardar, hevbeş.
- ortak kanaat : hevray.
- Ortak Pazar : Bozara Hevpar.
- ortakçı : nîvekar.
- ortaklaşa : bi hevbeşî, bi pardarî.
- ortaklık : pardarî, hevparî.
- ortalama : 1.nîvînkirin. 2.nîvekî.
- ortalık : derûdor, navrast.
- ortam : nêveng.
- ortanca : navîn.
- ortasından : di navê re.
- ortaya çıkarmak : derxistin holê.
- ortaya çıkmak : derketin holê.
- ortaya koymak : danîn holê.
- Ortodoks : ortodoks.
- Ortodoksluk : ortodoksî.
- oruç : rojî.
- oruç tutmak : rojî girtin.
- oruçlu : bi rojî.
- oryantalizm : rojhilatnasî.
- Oslo : Oslo (Norveç’in başkenti).
- Osmanlı : Osmanî.
- Osmanlıca : Osmanîkî, zimanê osmanî.
- ot : giya.
- ot balyası : xorim.
- ot bitmeyen yamaç : qelaç.
- otçul : giyaxwur.
- otel : otêl.
- otelci : otêlvan.
- otelcilik : otêlvanî.
- otlak : çêregeh, goran.
- otlamak : çêrîn, lekitîn.
- otlatmak : çêrandin.
- otlu yer : zeben.
- oto : oto.
- otoban : şahrê.
- otobüs : otobus.
- otomatik : xwebar.
- otomobil : otomobîl, trimpêl.
- otonomi : otonomî.
- otopark : otopark.
- otopsi : otopsî.
- otorite : raye, desthilatî.
- otoriter : rayedar, desthilatdar.
- otostop : otostop.
- otoyol : şahrê.
- oturak : rûniştek.
- oturmak : niştin, rûniştin.
- oturtmak : niştandin, rûniştandin.
- oturum : niştin, rûniştin.
- otuz : sih.
- otuzuncu : sihem.
- ova : deşt.
- oval : hêkanî.
- ovmak : 1.mistdan. 2.firikandin.
- ovuşturmak : 1.mistdan. 2.firikandin.
- oy : deng, ray.
- oy vermek : deng dan, ray dan.
- oya : çîn.
- oyalamak : ewiqandin, gêzirandin.
- oyalanmak : ewiqîn, gêzirîn.
- oydaş : hevdeng.
- oydaşlık : hevdengî.
- oylama : dengdan, rayandin.
- oyluk : kulîmek.
- oymak : 1.qewartin, necirandin. 2.êl, eşîr.
- oynak : lîstok, livok.
- oynamak : lîstin.
- oynaşmak : pev re lîstin.
- oysa(ki) : hal ev e ku.
- oyuk : qef.
- oyulmak : necirîn.
- oyun : lîstik.
- oyun arkadaşı : pavan.
- oyun dışı : kalma tis, tut.
- oyuncak : lîstok.
- oyuncu : lîstikvan.
- ozan : hozan.